FULL TEXT (html)
Issue: 2020, September,
Volume 14, No 3
issue id: 2020_9_14_3
article id: 2020_9_14_3_5
Original Research
The Relationship Between Depression, Anxiety and Stress Levels of Overweight and Obese Adolescents: The Sample of İstanbul
Fazla Kilolu ve Obez Adölesanların Depresyon, Anksiyete ve Stres Düzeyleri: İstanbul Örneği
Aysun Ardıç*1
ABSTRACT
Objectives: The aim of this study was to determine the relationship between depression, anxiety and stress levels and socio-demographic characteristics of overweight and obese adolescents. Methods: The sample of this cross-sectional study was 206 adolescents aged between 10 and 13 years who were overweight and obese in four secondary school in Istanbul. The data were collected by using ”Socio-Demographic Characteristics Form”, “Beck Depression Inventory”, “Beck Anxiety Inventory” and “Stress Management Subscale of Adolescent Life Style Scale” Descriptive statistical analyzes were based on percent, mean, standard deviation, minimum and maximum; Kolmogorov Smirnov test was used for the data normalization, and comparative analyzes were performed using the Kruskall Wallis varyans analizi, T-Test and Mann Whitney-U Test. Results: According to the findings of the study, high stress, moderate depression and severe anxiety were determined in overweight and obese adolescents. Depression and anxiety levels were found to be significantly higher in overweight and obese adolescents whose fathers were primary school graduates compared to university graduates. In overweight and obese adolescents with a chronic disease, stress levels were significantly higher than those without stress. Conclusion: The results of this study showed that there is a significant relationship between obesity and depression, anxiety and stress, and it is also recommended to include stress management interventions in adolescent obesity prevention programs.
Keywords: Adolescent obesity, anxiety, depression, overweight, stress.
ÖZET
Amaç: Bu çalışmanın amacı fazla kilolu ve obez adölesanların depresyon, anksiyete ve stres düzeyleri ile sosyo-demografik özellikleri arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Kesitsel türde gerçekleştirilen bu çalışmanın örneklemini İstanbul’da yer alan dört ortaokulda öğrenim gören fazla kilolu ve obez 10-13 yaşları arasında toplam 206 adölesan oluşturmuştur. Araştırmanın verileri “Sosyo-Demografik Özellikler Formu”, “Beck Depresyon Ölçeği”, “Beck Anksiyete Ölçeği” ve “Adölesan Yaşam Biçimi Ölçeği’nin Stres Yönetimi Alt Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Tanımlayıcı istatistik analizleri yüzde, ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum; verilerin normalitesi Kolmogorov– Smirnov testi; karşılaştırmalı analizler ise Kruskall Wallis varyans analizi, T-Testi ve Mann Whitney-U Testi kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Araştırmanın bulgularına göre fazla kilolu ve obez adölesanlarda yüksek stres, orta düzeyde depresyon ve şiddetli anksiyete belirlenmiştir. Babaları ilköğretim mezunu olan fazla kilolu ve obez adölesanlarda, üniversite mezunu olanlara göre depresyon ve anksiyete düzeyi anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Kronik bir hastalığı olan fazla kilolu ve obez adölesanlarda ise stres düzeyi olmayanlara göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışmanın sonuçları obezite ile depresyon, anksiyete ve stres arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiş olup adölesan obezite önleme programlarında, stres yönetimi girişimlerinin mutlaka program içine dahil edilmesi de önerilmektedir.
Anahtar kelimeler: Adölesan obezitesi, anksiyete, depresyon, fazla kilo, stres
Received / Geliş tarihi: 27.12.2019, Accepted / Kabul tarihi: 10.05.2020
1 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi
*Address for Correspondence / Yazışma Adresi: Aysun Ardıç, Abide-i Hürriyet Cad. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Çağlayan Şişli İstanbul-TÜRKİYE, E-mail: aysund@istanbul.edu.tr
Ardıç A. Fazla Kilolu ve Obez Adölesanların Depresyon, Anksiyete ve Stres Düzeyleri: İstanbul Örneği. TJFMPC, 2019;13(2): 384-390.
DOI: 10.21763/tjfmpc.665955
GİRİŞ
Obezite tüm yaş gruplarında olduğu gibi çocuk ve adölesanlarda da hızlı bir şekilde artış göstermektedir.1,2 Özellikle son 20 yılda tüm dünyada ve Türkiye’de adölesanlar arasında obezite oranı %4’ten %33’e kadar yükselmiştir.3,4,5 Obezite adölesanlarda tip II diyabet, hipertansiyon, dislipidemi, safra kesesi hastalığı, uyku apnesi, kas-iskelet ağrısı ve artan astım semptomlarını içeren olumsuz sağlık sonuçlarının gelişimine sebep olur. Araştırmalar, fizyolojik olan bu problemlerin yanı sıra kötü beden algısı, alay edilme, akran zorbalığı, öz güven eksikliği gibi nedenlerden ötürü obez ergenlerde stres, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal problemlerinde oluşabildiğini göstermektedir. Obez olan ergenlerin damgalanma, zayıf vücut imajı ve düşük benlik saygısı ile depresyona karşı savunmasızlıkları artabilir.6,7,8,9,10 Bir başka görüş ise anksiyete, stres ya da depresyonu olan adölesanların kullandıkları ilaçların yan etkileri kötü uyku, sedanter yaşamın artması, sağlıklı yemek pişirmeye isteksizliğin artması ve “duygusal yeme” davranışları göstererek obeziteye eğilimlerinin arttığını savunmaktadır.9,11,12,13 Ergenlik döneminde hem depresyon hem de obezite için bu artmış hassasiyet, iki yönlü bir ilişki olduğunu düşündürmektedir. Depresyon ve obezite ile biyolojik ve genetik faktörlerin yanı sıra davranışsal ve yaşam tarzı faktörlerini içeren çeşitli olası mekanizmalar vardır.14,15 Depresyonu olan ergenler, iştahlarını ve diyet alışkanlıklarını kilo alma veya kaybetmeyle değiştirebilir, zevk ya da rahatlık sağlayan, hareketsizliği arttıran, uyku bozukluğuna karşı savunmasız kılan karbonhidrat bakımından zengin yiyecekleri tercih etmeye daha meyilli hale gelebilirler.12
Mannan ve ark.’nın (2016) yaptığı sistematik review çalışmasında obez adölesanlarda depresyonun incelendiği yedi çalışma ve depresif adölesanlarda obezitenin incelendiği yedi çalışma ele alınmış ve özellikle kadınlarda daha güçlü olmakla birlikte depresyon ve obezite arasında iki yönlü bir ilişki olabileceği vurgulanmıştır.9 Quek ve ark.’nın (2017) gerçekleştirdiği 18 makalenin ele alındığı meta analiz çalışmasında da obezite ve depresyon arasında güçlü bir ilişki varlığı vurgulanmıştır.16 Ulusal literatür incelendiğinde çoğunlukla yetişkin obez bireylerin ruhsal problemlerinin değerlendirildiği araştırmalara rastlanmış olup fazla kilolu ve obez çocuk ve adölesanlarda gelişen ruhsal problemlerin araştırmaların oldukça nadir olduğu görülmüştür. Ayrıca fazla kilolu ve obez adölesanların sosyo-demografik ve ailesel özelliklerinin depresyon, anksiyete ve stres oluşumuna etkilerinin incelendiği araştırmaya da rastlanmamıştır. Aile ile ilgili özelliklerin incelendiği çalışmaların çoğunluk ile ebeveynlerin yeme tutumu ve davranışları ile ilgili araştırmalar olduğu görülmektedir.17,18 Bu bağlamda adölesanların cinsiyet özellikleri, anne ve babanın eğitim seviyesi, meslek, ekonomik durum ve çocukların var olan kronik hastalıklarının yer aldığı sosyo-demografik ve sağlık özelliklerinin fazla kilolu ve obez adölesanlarda ruhsal problemlerin gelişimine etkisinin araştırılmasının önemli olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı fazla kilolu ve obez adölesanların depresyon, anksiyete ve stres düzeylerini ve sosyo-demografik özellikleri ile arasındaki ilişkiyi incelemektir.
YÖNTEM
Araştırma Tipi
Araştırma kesitsel araştırma tasarımında gerçekleştirilmiştir.
Araştırma Soruları
Fazla kilolu ve obez adölesanların depresyon, anksiyete ve stres düzeyi nasıldır?
Fazla kilolu ve obez adölesanlarda depresyon, anksiyete ve stres düzeyi ile sosyo-demografik özellikleri arasında bir ilişki var mıdır?
Araştırmanın Yapıldığı Yer
Araştırma Eylül-Aralık 2017 tarihleri arasında İstanbul’un Şişli ilçesinde yer alan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı dört devlet ortaokulunun 5. ve 6. sınıflarında öğrenim gören fazla kilolu ve obez öğrenciler ile gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Araştırma iki aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada dört ortaokulda öğrenim gören 5. ve 6. sınıf öğrencilerinin boy ve kilo ölçümleri yapılarak persentil hesaplamaları yapılmış, 85 persentil üstü fazla kilolu ve obez olan adölesanlar belirlenmiştir. İkinci aşamada veri toplama araçları çocuklar arasında damgalamayı engellemek amacı ile ailesi tarafından araştırmaya katılması kabul edilen bütün öğrencilere uygulanmıştır. Bu öğrenciler arasından fazla kilolu ve obez olan öğrenciler seçilerek örneklem grubu belirlenmiştir. Sonuç olarak araştırmanın örneklemi 10-13 yaşları arasında fazla kilolu ve obez toplam 206 adölesandan oluşmuştur.
Veri Toplama Araçları
Araştırmanın verileri Sosyo-Demografik Özellikler Formu, Beck Depresyon Ölçeği, Beck Anksiyete Ölçeği ve Adölesan Yaşam Biçimi Ölçeği’nin Stres Yönetimi alt ölçeği kullanılarak toplanmıştır.
Sosyo-Demofrafik Özellikler Formu: Bu form araştırmacı tarafından Ekolojik Model’e göre adölesanlarda obeziteyi etkileyen faktörler temel alınarak hazırlanmıştır.19 Form yaş, cinsiyet, aile tipi, anne ve babanın eğitim durumu, anne ve babanın mesleği, çocuğun kronik hastalık durumu, sürekli ilaç kullanım durumu, sağlık algısı, aile ve arkadaş ilişkisi ile boy- kilo bilgilerinin yer aldığı 15 maddeden oluşmaktadır.
Beck Depresyon Ölçeği: Beck Depresyon Ölçeği depresyonda görülen bedensel, duygusal, bilişsel belirtileri ölçmek amacı ile Beck ve arkadaşları tarafından (1961) geliştirilmiştir. Toplam 21 maddeden oluşan ölçek 0-3 arası puanlamayı gerektiren likert tipi bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Ölçek toplam puanı değerlendirildiğinde; 0-9 puan minimal depresyon, 10-16 puan hafif depresyon, 17-29 puan orta depresyon, 30-63 puan şiddetli depresyon olarak kabul edilmektedir. Toplam puanın yüksekliği depresyonun şiddetini göstermektedir. Ölçeğin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması Hisli (1988) tarafından yapılmıştır. Bu çalışma da ölçeğin iç tutarlılık Cronbach Alpha katsayısı 0,90 bulunmuştur.20
Beck Anksiyete Ölçeği: Beck Anksiyete Ölçeği bireyin yaşadığı anksiyete belirtilerinin sıklığını ölçmek amacı ile Beck ve arkadaşları tarafından (1988) geliştirilmiştir. Toplam 21 maddeden oluşan ölçek ve 0-3 arası puanlanan likert tipi bir kendini değerlendirme ölçeğidir. Ölçek toplam puanı 8– 15 puan arası hafif düzeyde anksiyete, 16-25 puan arası orta düzeyde anksiyete, 26-63 puan arası şiddetli düzeyde anksiyete olarak kabul edilmektedir. Ölçeğin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmasını Ulusoy ve arkadaşları (1998) tarafından yapılmıştır. Bu çalışma da ölçeğin iç tutarlılık Cronbach Alpha katsayısı 0,93 bulunmuştur.21
Adölesan Yaşam Biçimi (AYB) Ölçeği: Adölesan Yaşam Biçimi (AYB) Ölçeği; Sağlığı Geliştirme Modeli temel alınarak geliştirilen “Health Promotion Lifestyle Profile II” ölçeğinin adölesanlar için geliştirilmiş versiyonudur. Ölçek 1997 yılında Pender tarafından geliştirilmeye başlanmış ve 2006 yılında Hendricks ve arkadaşları (2006) tarafından geçerlik ve güvenirliği yapılmıştır.22 Ölçeğin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışması ise araştırmacı tarafından gerçekleştirilmiştir.23 Erken, orta ve geç adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını belirlemeye olanak sağlamaktadır.24 Adölesan Yaşam Biçimi Ölçeği toplam 40 maddeden ve birbirinden bağımsız kullanılabilen yedi alt gruptan oluşmaktadır. Bu çalışmada ölçeğin beş maddeden oluşan Stres Yönetimi alt boyutu kullanılmıştır. Adölesan Yaşam Biçimi Ölçeği’nin tüm maddeleri olumludur. Ölçek her bir madde için dörtlü likert tipte yanıtlamayı gerektirir. "Asla" için 1, "Bazen" için 2, "Sık sık" için 3 ve "Her zaman" için 4 puan verilir. Stres alt boyutundan minimum 5, maksimum 20 puan alınabilmekte, ölçek toplam puanının ≥ 15 olması durumunda stres düzeyi yüksek kabul edilmektedir.25 Bu çalışma da ölçeğin iç tutarlılık Cronbach Alpha katsayısı .0,70 bulunmuştur.
Araştırmanın Etik Yönü
Araştırmanın Etik Kurul izni Medipol Üniversitesi Etik Kurulundan (09.09.2014 tarih ve 10840098-210 sayılı), kurum izinleri ise Halk Sağlığı Müdürlüğü (19.12.2014 tarih ve 64222187/030.03/137735 sayılı) ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünden (28.11.2014 tarih ve 59090411/44/5819709 sayılı ) alınmıştır. Ayrıca çalışmaya başlamadan önce okulların 5. ve 6. sınıflarında öğrenim gören öğrencilerin ailelerine Bilgilendirilmiş Onam Formu gönderilerek araştırma hakkında bilgi verilerek yazılı izinleri alınmış ve araştırmaya katılmayı kabul eden öğrenciler çalışmaya dahil edilmiştir.
Verilerin Değerlendirilmesi
Veriler SPSS 21 (IBM Corporation, Armonk, NY, USA) istatistik programı kullanılarak analiz edilmiştir. Tanımlayıcı istatistik analizleri için yüzde, ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum hesaplamaları; verilerin normalitesi Kolmogorov– Smirnov testi; karşılaştırmalı analizler ise Kruskall Wallis varyans analizi, T-Testi ve Mann Whitney-U Testi kullanılarak yapılmıştır.
BULGULAR
Adölesanların Sosyo-Demografik Özellikleri
Adölesanların %49’u kız (101), %51’i (105) ise erkek idi. Yaşları 10 ile 13 arasında değişmek ile birlikte yaş ortalamaları ise 11,36’dır. Öğrencilerin %84’ü (173) çekirdek aileye sahip olup annelerin %36.5’i (76) ilköğretim mezunu, babaların ise %35,2’si (72) lise mezunu idi. Öğrenciler annelerinin %58,7’sinin (121) ev hanımı olduğunu, babalarının ise %79,6’sının (164) mavi yakalı işçi olarak çalıştığını bildirmişlerdir. Adölesanların %19,9’unun (41) en az bir kronik hastalığı bulunmakta, %7,3’ü sürekli bir ilaç kullanmakta, %40,3 ’ü obez (83), %59,7’si (123) fazla kilolu olarak kaydedilmiştir (Tablo 1) .
Adölesanların Stres, Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri
Adölesanlar AYB ölçeği stres alt boyutu puan ortalaması 15,09±2,85 (minumum=8 maksimum=20) olup yüksek stres düzeyine sahip oldukları bulunmuştur. Depresyon ölçeği puan ortalaması 25,99 ± 8,66 (minumum=19 maksimum=65) olup orta düzeyde depresyon ve anksiyete ölçeği puan ortalaması 31,54 ± 12,26 (minumum=21 maksimum=84) olup şiddetli anksiyete belirtileri tespit edilmiştir. Ayrıca depresyon ve anksiyete minumum puanları, fazla kilolu ve obez adölesanların en az orta düzeyde anksiyete ve depresyon bulgularına sahip olduğunu göstermektedir. Stres ölçeği madde puanları incelendiğinde “Hoşlandığım şeyleri yapabilmek için kendime zaman ayırırım” maddesi en yüksek puan (3,22 ± 0,84), “Gece altı-sekiz saat uyurum” maddesi en düşük puan (2,85 ± 1,08) almıştır. Anksiyete ölçeği madde puanları incelendiğinde fazla kilolu ve obez adolesanların en fazla sırasıyla sinirlilik (2,03 ± 1,10), kötü şeyler olacak korkusu (1,77 ± 1,07), bedenin herhangi bir yerinde uyuşma veya karıncalanma (1,64 ± 0,93), sıcak ateş basmaları (1,64 ± 0,89) ve sıcağa bağlı olmayan terleme (1,63 ± 1,00) yaşadıklarını belirtmişlerdir. Depresyon ölçeği madde puan dağılımlarında ise adölesanların her zamankinden daha kolayca sinirlendiği ve kızdığı (1,52 ± 0,87), kendini daha suçlu hissettiği (1,49 ± 0,87), eskiye göre daha çabuk yorulduğu (1,47 ± 0,75), sağlığı ile ilgili daha fazla endişelendiği (1,44 ± 0,96) ve her zamankinden daha fazla ağladığı (1,43 ± 0,90) şeklinde duygudurum değişimlerini daha yüksek oranda bildirmişlerdir.
Adölesanların Depresyon Anksiyete ve Stres Düzeyleri ile Sosyo-Demografik Özellikler Arasındaki İlişki
Fazla kilolu ve obez adölesanların babalarının eğitim düzeyi ile depresyon ve anksiyete arasından anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Babaları ilköğretim mezunu olanlarda, üniversite mezunu olanlara göre depresyon (F = 4,862; p = 0,001) ve anksiyete (F = 2,731; p = 0,031) düzeyi anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Kronik bir hastalığı olan fazla kilolu ve obez adölesanlarda ise stres düzeyi (t = 4,925; p = 0,028) olmayanlara göre anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Cinsiyet, bki, aile tipi, anne eğitimi, baba mesleği, anne mesleği ve sürekli bir ilaç kullanımı ile ise anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (Tablo 1).
TABLO 1
TARTIŞMA
Araştırmanın sonuçları çalışmaya katılan hiçbir fazla kilolu ve obez adölesanda hafif depresyon ve hafif anksiyete bulgusu tespit edilmemiş olup yüksek stres, orta düzeyde depresyon ve şiddetli anksiyete semptomları olduğunu belirtmişlerdir. Türkiye’de adölesanların ruhsal sorun yaygınlığının araştırıldığı çalışmalarda yaygınlık oranı %13-21 olarak belirtilmekte, ergenlerin en az bir kez 16 yaşına gelene kadar ruhsal bozukluk geçirdiği ve bu oranın kızlarda %31, erkeklerde %42 olduğu bildirilmektedir.26,27 Fazla kilolu ve obez adölesanlarda yapılan araştırmalarda ise stresli bir durumla karşı karşıya kalmanın biyolojik değişimler nedeniyle vücut ağırlığını artırarak obeziteye neden olduğu; obezitenin de ilerleyen zamanlarda depresyona ve yüksek anksiyeteye neden olabildiği sonucu birçok çalışmada desteklenmiştir.6,7,10,25 Bulgular fazla kilolu ve obez olmanın adölesanlarda ruhsal problemleri arttırabildiğini desteklemektedir.
Stres hem zihinsel sağlığı hem de obeziteyi etkileyen bir değişken olabilmektedir. Stres, yeme alışkanlıklarını etkileyebilmekte; kronik stres yüksek oranda yağ ve şeker içeren yiyeceklerin tercih edilmesine yol açmaktadır.28 Bu bağlamda da stres kaynaklı beslenme, zihinsel sağlık ve obezite arasında nedensel bir bağlantı olabilmektedir. Türkiye’de gerçekleşen olgu kontrol çalışmasında, obez adölesanların %50’sinin bir DSM V tanısı aldığı, alınan en sık tanının ise “Majör Depresyon” olduğu anlaşılmıştır. Aynı çalışmada duygusal belirti, sosyal davranışlar ve akran sorunlarının obez adölesanlarda daha sık görüldüğü.29 Fransa’da yapılan başka bir çalışmada ise, 155 obez çocuktan 88’i bir DSM V tanısı almıştır ve en sık karşılanan tanının anksiyete bozukluğu olduğu görülmüştür.30
Adölesanların stres ölçeği madde puanlarına göre “Hoşlandığım şeyleri yapabilmek için kendime zaman ayırırım” maddesi en yüksek puan, “Gece altı-sekiz saat uyurum” maddesi en düşük puan almıştır. Bu sonuç fazla kilolu ve obez adölesanların uyku problemleri yaşadığını düşündürmektedir. Obez adölesanların uyku kalitesini inceleyen uluslararası kanıt düzeyi yüksek meta analiz ve sistematik analiz araştırmalarının sonuçları da uyku süresi, uykuya dalma ve kalitesi ile ilgili problemler yaşadığını desteklemektedir.31,32,33
Anksiyete ölçeği sonuçları ise obez ergenlerin sinirlilik, kötü şeyler olacak korkusu, bedenin herhangi bir yerinde uyuşma veya karıncalanma, sıcak ateş basmaları ve sıcağa bağlı olmayan terleme yaşadıklarını göstermiştir. Depresyon ölçeği madde puan dağılımlarında ise adölesanların her zamankinden daha kolayca sinirlendiği ve kızdığı, kendini daha suçlu hissettiği, eskiye göre daha çabuk yorulduğu, sağlığı ile ilgili daha fazla endişelendiği ve her zamankinden daha fazla ağladığı şeklinde duygu durum değişimlerini daha yüksek oranda bildirmişlerdir. Özellikle ateş basmaları, sıcağa bağlı olmayan terleme, kendini daha suçlu hissetme ve çabuk yorulma belirtilerinin obezite ile güçlü ilişkisi olduğu düşünülmektedir.
Çalışma bulguları cinsiyet ile ruhsal durum arasında bir ilişki olmadığını göstermiştir (Tablo 1). Yayınlanma tarihi 2000’li yılların başları olan çalışmalarda fazla kilolu ve obez olan kız adölesanlarda depresyon, anksiyete ve stres düzeylerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.34,35,36 Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda7,8 bu çalışma ile benzer şekilde cinsiyet ile ruhsal sağlık üzerinde anlamlı bir ilişki bulunmamasına rağmen, Quek ve arkadaşlarının 18 araştırmayı incelediği meta analiz çalışmasında ise kadınlarda anlamlı bir ilişki bulunmuştur.16 Bunun nedeninin her iki cinsiyette de obezite oranının son on yılda büyük bir hızla artış göstermesi olduğu düşünülmektedir.
Babası ilkokul mezunu olan fazla kilolu ve obez adölesanların üniversite mezunu olanlara göre depresyon ve anksiyete oranını anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur (Tablo 1). Adölesanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını tanılayan çalışmalarda da baba eğitim düzeyinin sağlık davranışlarını etkilediği görülmüştür37,38,39. Özellikle Ardic ve Esin’in (2016) çalışmasında da bu çalışma ile benzer şekilde babanın üniversite mezunu olmasının adölesanlarda pozitif yaşam bakışı davranışlarını arttırdığı bulunmuştur. Ayrıca Ardic ve Esin’in (2016) çalışmasında adölesanların kronik bir hastalıklarının olmasının sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını etkilediğini göstermiştir. Bu çalışmada da bu sonucu destekler nitelikte kronik bir hastalığı olan fazla kilolu ve obez adölesanların stres düzeylerinin anlamlı olarak yüksek olduğu bulunmuştur.
SONUÇ
Bu çalışmanın sonuçları fazla kilolu ve obez adölesanlarda stres, anksiyete ve depresyon düzeylerinin yüksek olduğu ve babanın eğitim seviyesinin ve kronik hastalık varlığının obez adölesanların ruhsal durumunu etkilediğini göstermiştir. Adölesanlarda obeziteyi önleme ve kilo vermeyi amaçlayan sağlığı geliştirme programlarında mutlaka sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteyi arttırma girişimlerinin yanı sıra stres yönetiminin de yer alması oldukça önem taşımaktadır. Stres ile sağlıklı yollar ile baş etmek, geleceğe yönelik gerçekçi ve olumlu hedefler belirlemek, sağlıklı iletişim ve rahatlama tekniklerinin öğretiminin programların içinde yer alması programların etkinliğini attıracağı düşünülmektedir. Ayrıca çalışmanın belirli bir yaş grubunda seçilmiş bir grupta yapılması ve sonuçların genellenememesi de araştırmanın sınırlılığı olarak değerlendirilmektedir. Ancak İstanbul’un Şişli ilçesi düşük, orta ve nispeten yüksek gelir grubunu barındıran bir ilçe olması ve çalışmanın dört ayrı okuldan veri toplanarak yapılmış olması da örneklemin ekonomik anlamda çeşitlilik gösterdiğini düşündürmektedir.
KAYNAKLAR
Tablo 1. Adölesanların Depresyon Anksiyete ve Stres Düzeyleri ile Sosyo-Demografik Özellikler Arasındaki İlişki
TJFMPC
Turkish Journal of Family Medicine
& Primary Care
e-ISSN: 1307-2048
© 2016 www.tjfmpc.gen.tr
Browser?
3.236.47.240
29.01.2023 / 16:07